Perşembe, Nisan 1

20. yaşım pek hayırlı gelmedi. o kadar ki ingilizcede "painkiller" gibi karizmatik bir ismi olduğunu bildiğimiz vermidon, etol fort, etodin, arveles, majezik, apranax, maxaljin, nimes ve daha nicesi ağrımı bırak öldürmeyi; öldürmeye yeltenmedi bile. tıp dünyasına kırgınım. hipokrata küskünüm.


neyse; canımı daha çok sıkan konu şu ki, ufaklığım önümüzdeki pazar sınava giriyo,--öss-- malum. benim bulduğum en erken uçuş sabah 8de izmire inicek şekilde ama o tantanada ne kadar hayırlı olur bilmiyorum. olmadı cumartesi günü aşti yolları gözüküyo bana. hadi gitmişken kalsam diyorum o vakit de hepsi birbirinden kötü olan derslerim, saçma sapan quizim bi halta benzemiycek essayim engel oluyor. falan filan. kaan tangöze gibi sevemedim ben bu fikri.

burda biraz bunalıyorum hala, yani bazen.

eda o boktan sınavın ağzını burnunu kırsın, biraz rahatlasın istiyorum. lütfen, lütfen, lütfen.

hazalimuyla doğumgünü oturması yapmadığım sürece bu yaş dönümünün bi anlamı yok. eksik.

hocu'ların karşısına geçip ilkokul3müşcesine öğretmenim bu sorunun mantığı ne ben anlamadım? ya da orta okul 3müşcesine hocam(hocam demeye başlıyoruz evet) bunlar gerçek hayatta ne işimize yarıycak demek istiyorum. odtünün güzide örtmenleri ağzımın üstüne vurmakta özgürler elbette.

bi de bazen kendimi biraz yukarılarda görüyorken bu aralar çok net ortalamayım, curve'um, kümülatifim, her türlü kişisel olarak cc'yim.

hani sevgili insanının kirpikleri güzel ya, öyle böyle değil çok güzel ya hani, benim de kirpiklerimin güzel çıktığı futuraflara çocuk gibi hemen bak bu güzel oldu tepkisi veriyo ya, ısırasım geliyo o yanaklarını.




falan, filan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder