Pazar, Şubat 28



eda.
ankaraya geldiğimden beri, ne zaman özlesem, malak gibi dengesiz herifler dinliyorum. bi boka yaramıyor pek ama. yanyana durup bir ağızdan haykırasım var, "senden ricam beni çok fazla sıkmaman, zaten delirdim daha çok bunaltmadan? bir şişe alkol alıp gelir misin..."
"çok şey ummuştum, olmadı. lütfen yardım edin, burdaki herkes bir ruh hastası!"


sen çıkıp gelsen asıl ufaklık. ankara götüm gibi şehir gerçi. çay, kahve, çikolata yapalım. dilediğin kadar kafayı bul sonra bir yerde, yetmezmiş gibi bir de sigaraya özen, hem sövüp hem seviyim seni. salaksın ya, ahah.

en kıyamadığım iki mahlukattan biri olmana ne diyosun?.. öyle böyle bir kıyamama hali değil.

burda ben, sensiz, sadece yalnızlığımı büyütüyorum. insanlardan soğuyorum. ergen muhabbeti değil, cidden bak. beraber dışarı çıkarken giydiğimiz şortları giyince, ortalama üstü oda arkadaşlarım bile ne tepki vericeğini şaşırıyor. gittim o şortu değiştirdim ya bir de, iki gündür bu konuya takık yaşıyorum. niye değiştirdim. küçük ama midemi bulandıran meseleler. gelirsen minilerinla gel. sıkıldım. özledim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder