Perşembe, Şubat 11





ŞEHİR
"başka diyarlara, başka denizlere giderim, dedin.
bundan daha iyi, başka şehir bulunur elbet.
her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya;
bir ceset gibi gömülü kalbim.
aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede."

yeni bir ülke bulamazsın, başka bir şehir bulamazsın.
bu şehir arkandan gelecektir.
sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
başka bir şey umma.
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte;
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.


ben bunu hatırlamalıyım. sık sık hatırlamalıyım. ağustos ayındayız, hazalimuyla konuşuyoruz, ah izmir ne çok yordu bizi, kaçalım, gidelim buradan, nereye olursa olsun gidelim, kimsenin bizi tanımadığı şehirlere gidelim. ne zaman gidicektik ankaraya, kaç gün kaldı? gidince güzel olucak gör bak, bi koparsak göbek bağımızı. izmir bitirdin bizi, sıkıldık senden. nefes alamıyoruz artık, gidelim. öf. şimdi bile bunalıyorum. sonra ankaraya geldik, el ele, göz göze. kocaman bir hayal kırıklığı. uğursuz eylül-ekim ayları. anlatmasam daha iyi. gel gör ki ders alabilen biri değilim sanırım ben. bugün bile aklıma gitmek. bi gitsem. kimse gitmeden benden önce, ben defolup gitsem başka şehirlere, o zaman çok güzel olur mu ki. olmaz.


"kuşkusuz artacak yalnızlığım sevgili çocuk
biliyorsun ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası

bir de yine sevgili çocuk
biliyorsun kişi tutkularıyla
yalnızlığını adlandırıyor. o kadar."

CEMAL SÜREYA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder